24 Nisan 2011 Pazar

Bir Kez Daha...

Tekrar bloguma ulaşabildiğime ve ilk şoku atlattığıma göre sizlere mükemmel postlarımdan birini daha bahşedebilirim :P
Aylar önce lisemden ve lise arkadaşlarımdan bahsetmiştim. İşte o lise arkadaşlarım her ay toplanıp görüşmeye devam ediyorlar. Ben artık İstanbul'da oldugum için iştirak edemiyorum. Benim gibi İstanbul'da olan başka arkadaşlar var. Onlarla bile İstanbullulaşmış olanlar olarak henüz görüşebilmiş değilken İzmittekileri bana çağırmaya karar verdim. Hanginizin hayatına henüz girmemiştir bilmiyorum ama bizim kızlar arasında Fa.ceb.ook fazla zaman geçirilen ve birbirimizden haber alınan bir yer oldugu için bu buluşma isteğini orada etkinlik düzenleyerek duyurmaya karar verdim. 4-5 ay öncesinden etkinliğimi düzenledim. E ne de olsa anca karar verirlerdi :P Buna rağmen fire verilmiş oldugunu görünce, bir dahaki buluşmayı bir yıl öncesinden duyurmaya karar verdim :D Neyse efem...
İşte dün kızlar bizdeydi nihayet :) Her toplanılışta oldugu gibi gırgır şamata ortalığı inlettik. Olmazsa olmazımız okul maceralar, hoca çekiştirmeleri, evlilik-bekarlık ayrımı, kocalar, çocuklar vs... Vaktin nasıl geçtiğini anlayamadan saatler akıp gitti.
Gelmeleri bile beni fazlasıyla mutlu ettiği halde bir de elleri kolları dolu gelmişler. Önce Allah'ın herşeyi ne güzel yarattığına bir kez daha iman ettiren eşsiz bir buket çiçek hemen vazodaki yerini aldı :)



Sonraki, 3500 kat sarıldıgı için dakikalarca iki kişi açmaya uğraştığımız hediye paketinden, iki gün önce baktıgım ama almadıgım fırın kapları çıktı :) E kalbim temiz ayol, hep söylerim :P





Ve, kucağında bir bebek oldugu halde bir de koca bir paket hediye getiren, zevkli arkadaşım Melis'in hediyesi... Kalp temizliği burada da kendini gösterdi. Ama bu sefer kalbi temiz olan Melisti :P Çünkü, aldıgı hediyenin gülleri ve o güllerin renkleri benim sandalye kumaşlarımdaki güllerin aynısı idi :) Ve Melis evime ilk kez geldiği için o sandalyeleri önceden görmemişti.







Ve yardımsever ve nazik arkadaşım Ümmühan'ın, uğraşması gereken bir bebciği oldugu halde beni kırmayarak yaptıgı ennfesss kurabiyeler...



Hepimizin ortak düşüncesi, hiçbirimizin hala hiç değişmemiş olmasıydı. Lisede yani 11-14 yıl önce neysek şimdi de oyduk. Ha tabi sayımız gün geçtikçe çoğalıyor. Ama bu güzel bir değişiklik :)
İlk yeğenlerimizden biri olan Zülal Hanım tam anasının kızı. En kokoşumuz Büşranın kokoş kızı :) Anasının fotolarını çekmeye yetişemezken peşinden kızı da aynı pozları verip durdu :)



Yakışıklı yeğenimiz, gözleriyle çok can yakacak olan Selim Bey, Ümmühan'ın oğlu:


Bir diğer yakışıklı, saçlarıyla şampuan reklamları artist adayı Efe Bey, Kübra'nın oğlu:



Ve en minik yeğen, Efe ve Selim abisinin arkasında emekleye emekleye, düşe kalka dolaşıp duran Ebubekir Esad Bey, Melis'in oğlu:



Ve her buluşmanın sonunda, yüzlerde tebessümle ayrılırken, herkesin tek dileği "en kısa zamanda tekrar buluşalım kızlar"... Umarım 30-40 sene sonra da bu sefer torunlarımıza bakarken tonton ama hala "AYNI" kızlar olarak buluşmaya devam ederiz. Ben duygusal şeyler yazamam pek. Yine yazamayacağım. Ama gözlerimin ıslaklığı yazmayı beceremediğim herşeyi anlatıyor... Göremeseniz de...

21 Nisan 2011 Perşembe

:)





Eneeeeeeeeeeee :) Ben Gelmişim De Haberim Yokmuş :)



Ayyyyy bakınnn bakııın bloğuma girebiliyorum artık :) Bi sevindim ve bi şaşırdım ki anlatamam :) Hiçbir ayarla oynamadım. Dün ipoddan yanlışlıkla bloguma girdim şaşırdım, "Acaba ipoddan girince mi oldu ki?" dedim. Şimdi işyerimden de girdim, oldu :) Ama blogspot.com'a hala giremiyorum. Ve ben hep ona girmeye çalışıyordum, bloguma direkt girmemiştim. Belki de en baştan beri giriliyordu da haberim yoktu bu yüzden :D



Şimdi bi sakin olayım, herkesin bloguna tek tek bakayım da yeni postlar ekleyeyim inşallah :) Haftasonuna da kalabalık misafirim var. Eğer unutmazsam ve fırsat bulursam gelsin güzel güzel fotolar, güzel tarifler :)
Bekleyin beni olur mu :) Dönüşüm muhteşem olacak :Pp