28 Kasım 2011 Pazartesi

Buharlı Temizlik Makineleri... Ve Arçelik Buharika Gerçekten Harika Mı?

Ev işi yapmayı seven var mı aranızda? :) Yoksa, "biri yapsa da ben de o tertemiz evde ayaklarımı uzatıp keyfime baksam" diyenlerden misiniz benim gibi :P Ama tabi öyle olmuyor hiç. Tıpış tıpış kalkıp yapıyorsun evinin işini. Nerde o evlenmeden önceki günler hey gidi :D
Benim ev işlerinde en sevmediğim kısım süpürmek ve gömlek-pantolon ütülemek! Eşimin mesleğinden dolayı sık sık gömlek ve pantolon ütülemek zorundayım. Ütüleyesim yoksa, yakındaki bir terziye ütületiyorum ama genelde bana kalıyor tabi :) Ne kötü bir ev hanımı profili çizdim değil mi? :) Yok yok, o kadar da vahim değil durumum be :)
Ev işlerini sevsem de sevmesem de yapmak zorunda olduğum için, işleri kolaylaştıracağı söylenen herşey ilgimi çeker :) Bunlardan biri de buharlı temizlik aletleri idi. Hatta bir iki ay kadar önce şu yazımda bahsetmiştim. Almak istiyordum ama gerçekten işe yarıyor mu ve hangisini almalıyım bilmiyordum. O yazıda bahsettiğim modellerden birini almaktı niyetim. Neredeyse bütün markaları araştırdım. Kiminde sadece yer silme özelliği var, kiminde sadece duvar-fayans-duşakabin vs silme özelliği var kiminde ise hem yer hem de duvar-fayans-banyo vs temizleme özelliği var. Fakat ikisi bir arada olanlar genellikle epey pahalıydı. Fakir istiyordum ama onun da yer için olanı ayrı duvar vs için olanı ayrıydı. İki makineye de hiç gerek yoktu. Sonra, gerek yazıma yapılan bir yorum ve gerekse eşimin yönlendirmesi sonucu, hiç aklımda olmadıgı halde ve kafamda bu alet için düşündüğüm fiyattan biraz daha fazla fiyatlı olduğu halde Arçelik Buharika almaya karar verdim. Eve getirir getirmez denedim tabi :)



Veeeeee pek bir şey anlamadım :) Yani iyi midir kötü müdür? Buhar veriyor ve yerleri siliyorsun işte. Bu muymuş dedim. Birkaç kez daha denedim sonra. Bu denemelerin sonucunda gayet gereksiz bir alet olduguna karar verdim. Yani evet yerleri siliyor güzelce ama ben bunu vileda ile de yapıyordum zaten. Hiç de öyle bahsedildiği gibi yükseeeeek sıcaklıkta buhar vermiyor bir kere! Güya yüksek sıcaklıkta buhar verecek ve mikropları öldürecekti. Ilık bir buharı var, ne kir yumuşatıyor ne de mikrop öldürüyor zannımca! Omuz askısı varmış ama bizim kutudan çıkmadı -aldıgımız yere de gitmedik tekrar askı için-. Omuz askısı olmayınca elde tutuyorsun ve bir elinde o varken tek elle aleti kullanmak zor oluyor. süpürge gibi düşünün. Tipi de süpürge gibi zaten. Süpürgenin gövdesini bir elinizde, borusunu bir elinizde tutarak süpürdüğünüzü düşünün. Bu da öyle işte. Zorluyor insanı. İki elle çok daha rahat oluyor. Ve borusu da sanki kırılıverecekmiş gibi geliyor bana, bastıramıyorum havlusunu yere. Tabanca şeklinde olan tutma yerini de bi tuhaf yapmışlar, hiç ele göre değil. Ama oradan tutmak zorundasınız buhar düğmesi orada oldugu için. Çok rahatsız ediyor eli.
Durum böyle. Ben yandım siz yanmayın diye bilgi vereyim istedim :) Yani kullanılabilir tabi ama "vaay iyi ki almışım yahu" denilecek birşey değil bence. İlla alınmak isteniyorsa da 100 TL civarında olanlardan almak daha mantıklı. Belki henüz keşfedememişimdir bilmiyorum, ama daha neyini keşfedebilirim onu da bilmiyorum :) Gerçi cam silme aparatı falan var, bir de onu deneyeyim de sonra yine bilgi veririm size :)
Hadi iyi günler :)

24 Kasım 2011 Perşembe

Tarçınlı Kurabiyeler Yada Kurabiyecikler :)

Giriş bölümünü geçip direkt konuya giriyorum efendim :)



Günlerden birgün arkadaşlarımdan birine ev oturmasına gitmiştim. Arkadaşımın çok ama çok tatlı da bir bebişi var.Fotoğrafını size de göstermek isterdim ama şimdi bu saatte annesinden izin alamam :) Bebekli bir kadın olmasından dolayı, benim için fazla zahmete girmemesini söyledim kendisine. Yani bir çay ve kahvaltılık malzeme de yeterli olurdu. Ama gittiğimde, sofrayı donattığını gördüm. E becerikli kadın tabi :) Annesi de çok güzel su böreği yapar. Yapar yapar kızına yollar, kızı da dondurucuya kaldırıp misafir geldiğinde çıkarır :) Beraberce mamaları hazırlarken gözüm kurabiyelere takıldı. Minik minik kahverengi kurabiyecikler. Hemen attım ağzıma bir tane ama atmaz olaydım. Çünkü öyle güzeldi ki, tabaklar hazırlanana da bitirecektim neredeyse :) Bir yandan da şaşkınlık içindeydim, bu kadar şeyi nasıl hazırladı diye. Sonra bir bomba daha patlattı sağolsun :) Meğer kurabiyeler de dondurucudanmış :) Yani becerikli değil uyanık kadınmış bizim arkadaş :P Şaka bir yana, gerçekten beceriklidir. Boş vakitlerinde yapıp yapıp dondurucuya atıyormuş börek-çörek tarzı şeyleri. O günden beri ben de üç beş çeşiti dondurucumda bulundurmaya çalışıyorum hep.
Evet, kurabiye dondurucudanmış ama inanın hiç belli değildi. 5-10 dakika kadar fırında tutmuş ve yeni pişmiş hale gelmiş o güzelim kurabiyeler. E hemen tarif aldım ve ilk fırsatta denedim tabi ki :) Bloğa koymazsam da çatlardım ve koyuyorum işte. Mutlaka da denemenizi, hatta birkaç tepsi pişirip soğuttuktan sonra dondurucuya kaldırmanızı, sonra canınız çektikçe fırınlayıp yemenizi tavsiye üztüne tavsiye ediyorum :)




Buyrun tarif:

Malzemeler:

1 paket yumuşamış teremyağ (Ben yarım paket kadar kullandım)
1 paket kabartma tozu
1.5 çay bardağı pudra şekeri
1 çay bardağı sıvı yağ
1 su bardağı toz fındık
1 çorba kaşığı tarçın
Aldığı kadar un


Yapılışı:

Margarin, pudra şekeri, sıvıyağ, toz fındık, tarçın ve bir miktar unu elinizle yoğurmaya başlayın. Biraz yoğurduktan sonra kabartma tozunu katın. Evet, bilinenin aksine, una değil biraz yoğrulmuş hamura katılacak kabartma tozu. Normal bir kurabiye hamuru kıvamına gelinceye kadar hamuru yoğurup istediğiniz boyutta yuvarlayıp tepsiye dizin. Makbulü küçük yuvarlakcıklar :) Çok daha şirin oluyor. 200 derece fırında üzerleri kızarana kadar pişirin. Soğuduktan sonra beni de çağırın ve afiyetle yiyelim :)
(Arzu ederseniz, soğuduktan sonra üzerlerine pudra şekeri de serpebilirsiniz ama bence gerek yok. )

12 Kasım 2011 Cumartesi

Rengarenk, Kaşarlı-Mısırlı Salata

Yemeklerin olmazsa olmazlarındandır bence salata. Yapmaya en çok üşendiğim yiyeceklerin başında geldiği için pek yapmam ama her yemekte olması şart gibi geliyor bana. Geçen ay eşimin teyzesi bizdeyken, onun salata alışkanlığı sayesinde ben de salatayı daha bir sever oldum ve bu konudaki üşengeçliğimi atmaya çalıştım üzerimden. Onunki bilindik salataydı. Yani kıvırcık-domates-salatalık-soğan ve bol zeytinyağıyla limon. Ben soğan yemediğim için koymuyorum. Limonlu salatayı da hiç sevmezdim, işkence gibi gelirdi bana limonlu salata yemek. Ama sağolsun alıştırdı beni :) Şimdi illa ki limon arıyorum salatada :)
Tarifini vereceğim salata klasik salatalardan değil. Ama ilk denediğim günden bu yana her misafirime mutlaka yapıyorum. Çünkü çok beğeniliyor ve eşim de bayılıyor. Zaten birşeyi sık yapmam için, eşimin çok beğenip iştahla yemesi en büyük motive oluyor benim için :)
Tarifi yesilkivi.com'dan aldım. Asıl tarifte kaşarlar daha uzun fakat ben biraz daha küçük doğruyorum. Tercih sizin. Fotoğraflar yine karanlık ortamda oldu, kusura bakmayın. Bir de, servis tabağındaki halini fotoğraflamayı unuttum. Bununla idare ediverin he mi canlarım ciğerleriM :P



Malzemeler:
Arzu ettiğiniz kadar domates
Arzu ettiğiniz kadar haşlanmış mısır
Arzu ettiğiniz kadar kaşar
Arzu etitğiniz kadar maydono
Arzu ettiğiniz kadar zeytinyağı
Arzu ettiğiniz kadar tuz
:))

Yapılışı:
Maydonozları ince ince kıyın. Kaşarları kibrit çöpü kalınlığında küçük küçük doğrayın. (Yada jülyen de doğrayabilirsiniz. Ben jülyenin yarısı kadar doğruyorum). Domateslerin kabuklarını soyup onları da küçük küçük doğrayın. Hepsini karıştırıp mısırı da ekleyin. Zeytinyağı ve tuz ekledikten sonra salatanız servise hazır.
Afiyet olsun.



ÖNEMLİ NOT: Salatanıza zeytinyağı ve tuzunu eklemeyi unutmayın benim gibi :) Misafirlerim de hiç sesini çıkarmadı "bunun yağı-tuzu yok yahu" diye :) Benim de yeme fırsatım olmadı sofrayla ilgilenirken. Sonradan aklıma geldiğinde ise yemeğin sonuna gelinmişti.

2 Kasım 2011 Çarşamba

Güneş Börek



Daha önce bahsetmiş miydim hatırlamıyorum ama ben çok yemek seçerim. Yemediğim o kadar çok şey var ki. Soğan-yumurta-sebze-sakatat vs vs . Dolayısıyla hamur işleri benim en çok yediğim yiyeceklerden oluyor. Çünkü doymam gerekiyor :) Hamur işleri arasında da en çok poğaça türlerini severim. Aslında börekleri de severim ama yapanlar genelde aralarına ve üstüne yumurta falan sürüyor, o da bana çok kokuyor ve yiyemiyorum. Anca kendim yapmalıyım yada yumurtasız yapılmalı ki yiyeyim.
Yemek bloglarında da genelde hamur işleri bölümüne bakıyorum. Geçen gün blog güncellemelerinde, Jibek ve Cahide'nin bloğunda Mayalı Hamurdan Güneş Börek diye bir post görünce hemen koştum bloğa "O DA NEYMİŞ Kİ AYOL" diyerek :P Ve görüntüye de tarife de bayıldım. Tam benlikti :) İki gün sonra teyzemlerin de gelecek olmasını fırsat bilip tarifi denemeye karar verdim. Cahide'nin de söylediği gibi gayet bereketli bir tarif. O yüzden , Cahide'nin tavsiyesine uyup da ölçüleri yarıya indirip yaptığım için pek memnun oldum :)
Denemenizi öneriyor ve denemeniz için de tarifi vermem gerektiğini düşünüyorum :P Benim vereceğim ölçüler yarım ölçüdür. Yani siz tekrar yarıya indirmeyin :)



Malzemeler:
1 su bardağı süt
1 su bardağına yakın yoğurt
Yarım su bardağı sıvıyap
1 yumurta (+1 yumurta sarısı üzerine sürmek için)
1 tatlı kaşığı instant maya
1 yemek kaşığı toz şeker (dolu dolu olsun)
1 tatlı kaşığı tuz (o da dolu dolu olsun)
Aldığı kadar un (yumuşak bir hamur olacak)
Eritilmiş tereyağı

Patatesli Harç için:
3 patates
Biraz peynir
İsteğe bağlı olarak biraz maydonoz
Karabiber, tuz



Yapılışı:
Patatesleri haşlayın, peynir karıştırarak ezin. Maydonoz, tuz ve karabiber ekleyin. Bir kenarda bekleyedursun.
Yumurta, süt, sıvıyağ ve yoğurdu iyice çırpın. Un, maya, tuz ve şekeri ekleyip yumuşak bir hamur elde edin. Mayalanması için bir müddet beklettikten sonra kalın bir şekilde açın. Üzerine erimiş tereyağı sürdükten sonra zarf şeklinde katlayıp buzdolabında yarım saat kadar bekletin.
Yarım saat sonra hamuru çıkarıp dikdörtgen olacak şekilde merdaneyle açın. Poğaça hamuru yaparken avucunuzda açtığınız kalınlıkta olsun. Tekrar tereyağı sürüp patatesli harcı her tarafına döşeyin. Rulo yapıp simit gibi uçlarını birleştirin. Tepsiye alıp üzerine yumurtanın sarısı ve yoğurt karışımından sürün. Susam-çörekotu serpin. Bir müddet, fırını çalıştırmadan fırında bekletin. (ben bekletmeden yaptım) Yuvarlak şekli bozmadan dilimleyip fırını çalıştırın. Ben 175 derecede pişirdim. İçini kontrol ede ede pişirin. Piştiğinize inandığınızda çıkarın ve biraz dinlendirdikten sonra dilimleri kesip servis yapın.
Afiyet olsun.



Hamurun yapılış aşamaları için Cahide ve Jibek'in sitesine bakabilirsiniz.