23 Ağustos 2012 Perşembe

SUR OCAKBAŞI'NDA GELSİN KEBAPLAR TATLILAR :)

Birkaç ay önce, gittik, yedik, geldik.

Eşim sağolsun kebaba pek düşkündür. Yöresel yemekleri de, hangi yöreye aitse orada yemeyi, yöresine gidemiyorsa da yakında o yemeği en güzel yapan yerde yemeyi sever. Ayy bu nasıl bir cümle oldu çözemedim :)
Büryanı ben Van yada Bitlis'te yemiştim ve bayılmıştım! Eşim hiç yememiş. Yiyelim istedik ve biraz araştırdıktan sonra, büryanı İstanbul'da meşhur eden yerlerden birinin de Fatih'teki Sur Ocakbaşı oldugunu öğrendik ve gittik.



Fatih' pek bilmiyor olmamaıza rağmen, kebapçının yerini kolay bulduk. Kadınlar pazarı denilen yer zaten çok bilinen bir yer. Sora sora gittik bulduk. İçerisi çok kalabalıktı. Ve yemeğini yiyenleri pek masada tutmuyorlardı :) Hemen kalkmalısınız ki sizden sonra gelen biri de hemen otursun ve yemeye başlasın :) Çok net hatırlamasam da servis çok yavaş değildi sanırım.



Ben büryanı önceden yediğim ve çok beğendiğim için yine yemek istedim. Büryan kebabı kuzu etinden yapılıyor. Bilseydim yemezdim :) But ve kemikleri ayrılan etler, çengeller ile 2.5 metre derinliğinde bir kuyuy içerisinde, askıda kalarak yani direkt ateşe temas etmeden pişiriliyor. Pişirme işlemi sırasında kuyunun kapağı kapatılarak etrafı üstten hiç hava almayacak şekilde çamurla kaplanıyor. Etler kuyuya odun ateşinin köz haline gelmesinden sonra asılıyor. Askıda pişen etlerin altına büyükçe bakır bir kazan konuluyor. Kemikli etler bu kazan içerisinde pişerken, bu etlerin buharıyla yukarıda asılı olan çengele asılı durumdaki ikiye bölünmüş olan kuzunun bütünü pişiyor. Askıdaki etlerin eriyen yağları alttaki bakır kazana damladıkça, oradaki kemikli etlerin pişme süresi ile askıdaki etlerin pişme süresi eşitlenmiş oluyor. Yapımı gayet yorucu ve zahmetli bir işmiş. Daha ayrıntılı bilgiyi bu adresten alabilirsiniz. Verdiğim link başka bir kebapçıya ait ama olsun. Sur ocakbaşı da sitesine koysaymış bilgiyi, onun linkini verirdim dimi :)
Evet ben Büryan söyledim ama çok da hoşuma gitmedi. Halbuki çocukken çok beğenmiştim. Belki de çok açtım o zaman bilmiyorum ki :) Belki de kuzu etinden dolayı beğenmedim. Yavan geldi tadı bana. O yüzden benim damak tadıma güvenmeyin ve deneyin derim.



Eşim de şu yukarıdaki karışık kebabı aldı :) Tabi ben de ortak oldum yerken :P Kebapları gayet güzeldi. Beğendik.



Yanında da ayran aldık. Böyle minik bir bakır tasta geliyor ve minik bakır kepçeyle içiyorsunuz ayranı :) Çok beğendik, lezizdi ayranları.



Buranın bir de tatlısı meşhurmuş. Özel sur tatlısı. Bildiğiniz dondurmalı irmik helvasının bir değişiği sanırım. İçinde yumurta var diye düşündüm ben. Çünkü hem sarıydı hem de irmikler dağılmıyordu. Ben yumurta yemem ama beni rahatsız etmedi. Gerçi safran da oalbilir sarı rengi veren bilemiyorum. Sordum ama söylemediler, bize özel dediler. Siz giderseniz ve öğrenebilirseniz bana da söyleyin bari :)

Pat diye bitirmek gibi olmasın ama bu yazı da burada bitti :) Yeni bir yere gidersek söylerim olur mu :)

Aslında Ümraniye'de, bizim beyin canı kebap istediğinde gittiğimiz bir kebapçımız var, tanıtmalıyım size. Sonra Dönerci Celal Usta var. Hmmm, tamam bir dahaki gidişlerimizde ikisinin de fotoğraflarını çekip sizlerin beğenisine ve bilgisine sunayım ben :) Haydi iyi günler size.

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Lezzetli ve Kolay Patlıcan Kebabı



Sık yemek yapmamayı, yaptığımda fotoğrafını çekmeye fırsat bulamamayı falan geçtim, bir de fotoğraflarını taslağa eklediğim halde tarifini ekleyip de yayınlamaya üşendiğim yemeklerim var benim :) İftar sofraları için fellik fellik kolay ve güzel yemek tarifleri ararken, o taslaklardan biri geldi aklıma. Sizi bundan mahrum etmemeliyim diye düşündüm :)
Benim sebzelerle aram iyi değildir. Yediğim üç sebze var: Karnıbahar, beyaz lahana ve taze fasulye. Bitkisel bir hayatım yok yani anlayacağınız. Ama şükür ki kızartmalarla da pek aram yok. Hatta kızartma yapmaktan nefret ederim. Hem ocak ve mutfak batıyor hem de bizim mutfak amerikan oldugu için evin heryerine koku siniyor. O yüzden mümkün oldugunca kızartmalı tarifler yapmamaya çalışıyorum. Fakat bu tarif o kadar kolay ve o kadar lezzetli görünüyordu ki denemek istedim. Evet, göründüğü gibi kolaymış. Etraf da batmadı. Ben yemediğim için bilmiyorum ama yiyenler de çok lezzetli buldu. E bi deneyin de sizin de fikirlerinizi alalım o zaman dimi?



MALZEMELER:

5-6 adet patlıcan
2-3 adet domates
1 adet soğan
2-3 adet yeşil biber
2 diş sarımsak
1 yemek kaşığı biber salçası
Yarım kg kıyma
sıvı yağ
tuz
Karabiber-pulbiber
1 çay bardağı su

YAPILIŞI:

Patlıcanları yıkayıp alacalı soyduktan sonra küp küp doğruyoruz. Sıvıyağı bir tencereye kızdırıp, harlı ateşte patlıcanlarımızı soteliyoruz.
Sotelenen patlıcanları, bir fırın kabına alıyoruz.Aynı tencereye kıymayı koyup, suyunu çekene kadar pişiyoruz. Yemeklik doğradığımız soğanı, domatesi ve biber salçasını ekleyip biraz daha pişiriyoruz. Sonra baharatları, ezilmiş sarımsağı ve 1 çay bardağı suyu ilave edip bir iki dakika daha pişirdikten sonra bu karışımı patlıcanların üzerine yayıyoruz. Üstüne domates ve biber dilimleri koyup 175 derece fırında 20 dakika kadar pişiriyoruz.
Afiyet olsun.





NOT: Tarif bu sayfadan alınmıştır.