14 Şubat 2010 Pazar

( ALINTI )

Birinin Kadını Olmak İstiyor Canım

Başka hiç kimse tarafından dokunulmamak, konuşulmamak, bakılmamak hatta!

Biraz korunmak, biraz şımarmak...

Bir kaç çeşit yemek yapmak, İstiklal caddesinde sıkı sıkı elini tutmak, belki film izlemek ama mutlaka çekirdek çitlemek, bi yerlerde çay içmek, Pazar sabahı kahvaltısı etmek uzun uzun, sahilde yürüyüş yapmak gibi küçük ama zor heveslerim var!

Neden mi?
Herkesin eli tutulmaz,
herkesle film seyredilmez,
herkesle çekirdek çitlenmez,
herkesin kadını olunmaz da o yüzden!

İçinden gelmeli...
Hücrelerine kadar hissetmeli, dna"larına kadar bilmeli insan!
Düşünerek emin olunmaz, bir anda ya olunur ya olunmaz.
Bir de şu yakın geçmiş duvarları olmasa, kafa da hiç karışmaz ya, olsun!
Oysa bazen tek bir söze ya da bir bakışa yıkılır bütün duvarlar...

Kek yapmayı da öğrenmek lazım aslında bi ara!

Sabahları uyandığımda "günaydın sevgilim" mesajları görmek istiyorum telefonumda. Gün içinde özlediğim birisi olsun istiyorum. Özlemek istiyorum birini. Çok özlersem dayanamayıp gidip sarılmak istiyorum. Dayanamamak istiyorum!

Çalışırken, düşünmek istiyorum sonra onu! Aklımda olduğu için gülümsemek istiyorum ara ara... Gülümsediğim için daha çok çalışmak...

Birini sevmek istiyorum; hiç kimseyi sevmediğim gibi, biri sevsin istiyorum beni, hiç sevilmediğim gibi...

Biri o kadar çok sevsin ki beni, hatalarımı da sevsin istiyorum!
O kadar çok sevsin ki; hata yapmaktan ödüm kopsun!

Kıskansın istiyorum biri beni! Sorsun istiyorum "neredesin" diye, "Hımm kim aradı bakayım" diye! Ben sormam ama, korkmasın. O sorsun!

"Biliyo musun ne oldu?" ile başlayan heyecanlı cümlelerimin sonuna kadar tahammül etsin istiyorum biri bana. Mutlaka ipe sapa gelmez bir şey olmuştur ama dinlesin sonuna kadar. Ya bi yavru kedi macerası ya da işte ona benzer bir şeyler olmuştur. Ben de her seferinde sanki bahçeyi kazmışımda hazine bulmuşum gibi heyecanla ve öneminin üzerine basa basa anlatırım ya, dinlesin işte. "Ya, evet, çok mühim bir şeyler olmuş" falan desin bi de sonunda...

Şimdi ben istesem İstiklal caddesinde birinin elini tutup gezemem mi?
İstesem benimle birlikte çekirdek çitleyip aynı anda film seyretmeyi de başarabilecek birini bulamam mı bi arasam?
Şimdi ben yalnız olmak istemesem, yalnız olur ve bunları da yazıyor olurmuydum?
Hiç sanmam!

Birinin elini tutmakla, birinin elini, sıkı sıkı tutmak arasında çok fark var!
Ya tutarsın ya da tutmazsın ya da, tutmuş gibi yaparsın işte.
Ben yapmam!
Bunu zaten bilirsin.
Kimin elini tutacağını yani.
Deneyerek bulmazsın.
Sadece bilirsin.
Bilmek!
Açıklaması yok.

Ve ben elini sıkı sıkı tutmayacağımı bildiğim hiç kimseyle İstiklal caddesine gitmeyeceğim!
Heyecanla ve özene bezene olmadıktan sonra kimseye yemek yapmayacağım!
Repliklerin bir anlamı yoksa, kimseyle film seyretmeyeceğim.
Zaten çekirdeği unutsun bile, asla olmaz!

Birinin kadını olmak istiyor canım; biraz korunmak, biraz şımarmak...

Çekirdek mutlaka olsun!

8 yorum:

Unknown dedi ki...

İnşallah diyorum bu yazına :)

Kurabiye tarifi için de çok ama çok teşekkür ediyorum :) Türkiye'den düğün alayımız geldi dün, öncesinde telaşemiz çoktu, ancak teşekkür edebiliyorum, kusura bakma :)

Buğday nişastam yok evde, bu hafta da düğün haftası, inşallah haftaya ortalık sakinleyince ilk yapacağım hamur işi bu olur umarım :)

Tekrar teşekkürler.

Muhasebeci anatomisi hakkında bir şey söyleyeyim, bir arkadaşımın büyükçe bir avukatlık bürosu, yanında bir sürü çalışanı var. Çok sert değil ama tatlı sert bir patrondur. Tüm çalışanları onu hem sever hem ondan çekinir. Önceki yıllarda muhasebecisi ile aynı odayı paylaşırdı, gerektiğinde kendisi çalışanlarına kızarken bayan muhasebecisi sinirlendiğinde arkadaşımız öyle bir azarlardı ki :)) Üstelik arkadaşım hiç sesini de çıkarmazdı :P Hatta sesini çıkarmadığı tek kişi muhasebecisiydi :)) O ne kadar kızsa da, söylense de, azarlasa da sesini çıkarmazdı ona :)) Artık, bu kadar işin içinde ne kadar sinirlense hakkıdır diye düşündüğünden mi, yoksa, zavallım yemiş zaten kafayı ben ses etmeyeyim diye sıyırmış yerine koyduğundan mı bilmiyorum :)) Onun muhasebecisi sanırım o dönem 7*8 evresindeydi hehehe :))

annevebebısı ben bu arada, farklı bir isimle çıkacak yazı, haberin olsun :P

kirazzade dedi ki...

Öncelikle, yazı bana ait değil ve bunu belirtmemişim postta, hemen düzelteyim.
Kurabiyeyi deneyince düşüncelerini bildirirsin:)
Tanıdığım muhasebeceilerin hiçbiri normal değil hakikaten :D Ama ben o dereceye gelmeden bir çocuk yapıp evimin kadını olmak istiyorum nişallah :D
Evet, ismi görünce şaşırdım ilk anda ama sonra anladım düğün müğün deyince :) Takibimdesiniz MK ile ;)

kirazzade dedi ki...

Henna da mı sensin yoksa arkadaşından ödünç mü aldın yorum yazmak için :P

nohut oda dedi ki...

cok hoş bir yazı imiş..paylaşım için tesekkurler..

CAHİDE dedi ki...

Ah canım! bizi bundan daha çok seven biri var.Ama biz bir farkedebilsek bunu....

sumeyye dedi ki...

ama tam da eşimle 1 ay görüşmedikten sonra 2 gün görüşüp belirsiz bir tarihe dek ayrıldığımızın ertesi de bu yapılmaz ki ama :S

ama ev hanımlıgı konusunda sadece ah! diyorum.. hafta sonu sadece sevdıgım ınsanlara bır seyler yaparak gecırdım..ve bende kı mutluluk tarıf edılemezdı..

sevgıler
daldan dala yorum :P

kirazzade dedi ki...

Nohut oda, ben de bir blogda gördüm ve o an zaten duygusal bir anımda ve dokunsalar ağlayacak durumda oldugum için ekledim şuracığa işte.
Cahidecim, evet haklısın ama O'na layık olmadığımı adım gibi biliyorum... O yüzden buradakilerle avunmaya çalışıyorum sanki işte.

kirazzade dedi ki...

Sümeyye, sevgili adaşım, Allah kavuştursun, başka ne diyeyim :(